Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu
28-04-2024
02:14
Borderline (Sınırda) Kişilik Bozukluğu Nedir?
Borderline kişilik bozukluğu ile ilgili araştırmalar yapıyorsanız ve benim yazıma denk geldiyseniz öncelikli olarak bu yazıda DSM-V kriterlerini tek tek yazarak bir ders kitabı bölümü gibi bahsetmeyeceğimi bilmenizi isterim. Daha ziyade, borderline kişilik bozukluğuna sahip bir kişinin dünyasına bakıp onun dilinden durumu özetlemeye çalışacağız.
“İçimde sanki bir türlü dolduramadığım bir boşluk var. Çoğu zaman sebebini anlatamıyorum zaten kendimde anlamıyorum. Sanki her anımı bir işle doldurmam gerekiyor. En ufak bir anımı kendimle geçiremiyorum, kendi kendimle kaldığımda içim şişiyor ve patlayacak gibi hissediyorum. Bende evdeysem sürekli film izliyorum, sosyal medyada takılıyorum, sigaraya alkole vuruyorum kendimi falan. Sürekli yeni işler buluyorum, daha birini tamamlamadan bir başkasına geçiyorum. Her şeyi bir anda yapmak istiyorum. Programımda biraz boşluk kalsa rahatsızlık hissediyorum, kendimle baş başa kalacak olmam korkutuyor beni. Kendime güveniyorum aslında ama insanlara güvenme konusunda o kadar da iyi olduğum söylenemez. Eşimin, çocuklarımın, arkadaşlarımın beni sevdiğine ve hep yanımda kalacaklarına inanmıyorum. İçimde büyüttüğüm o değersizlik, yetersizlik hisleri sürekli bana “Bir gün seni bırakıp gidecekler” diyor. Bazen bende tam buna uygun davranıyorum. Terk edilme korkumu gizlemek için onlara kendilerini kötü hissettiriyorum, böylece onlara çok değer verdiğimi anlayamazlar sanki hiç bağlanmıyormuş gitselerde üzülmezmişim gibi davranıyorum. Ani kararlar alıyorum, düşünmeden ve sonrasında pişmanlıklar yaşıyorum. Benim için ilişkiler çok yüzeysel, derinleşmede zorluklar yaşıyorum. Tanıştığım bazı kişiler en başta bana mükemmelmiş gibi görünüyor, hayran oluyorum ve yücelttiğimi hissettiriyorum. O sebeple insanlar benimle tanıştıklarında kendilerini çok iyi hissediyor. Ancak ya muhabbetin bir aşamasında ya da ilerleyen görüşmelerde yaptıkları ufak bir hareket, söyledikleri bir kaç kelime beni onlardan bir anda soğutuyor ve uzaklaşmaya başlıyorum. Bir anda çok umutlu neşeli iken bir anda depresif bir hal alabiliyorum, arkadaşlarım dengesiz olduğumu düşünüyor. Bir gün bir konu hakkında bir şey düşünüp o düşünceye aşırı sarılıyorum bir sonraki gün düşüncemden vazgeçip başka bir şeyi sahiplenebiliyorum. Gelecek planlarım, ne istediğim, nelerden hoşlandığım konusunda kendimden emin değilim. Baş edemediğim şeyler yaşadığımda ve kendimi depresif hissettiğimde kendime zarar verdiğim zamanlar oluyor ama bunu çoğu zaman kendimi öldürmek için değil, bana değer vermediğini düşündüğüm insanları korkutmak için yapıyorum. Herkese çok öfkeliyim ve öfkemi susturamıyorum. Terk edilmekten ve dışlanmaktan yoruldum.”
Görüldüğü gibi bu paterne sahip kişilerde yoğun bir boşluk hissi vardır. Bu his onlara rahatsızlık verir ve hissi gidermek için dürtüsel davranışlar(aşırı para harcama, uygunsuz cinsel davranışlar, madde kötüye kullanımı, hızlı araba kullanma, kumar oynama vb.) sergilemeye başlayabilirler. Terk edilmeye karşı aşırı hassasiyet gösterirler ki çoğu zaman rüyalarında terk edildiklerine dair işaret yakalarlar. Terk edileceklerine o kadar inanırlar ki farkında olmadan bunun gerçekleşmesini sağlayacak adımlarda bulunurlar (eşinin/sevgilisinin telefonunu kurcalama, partnerle cinsellikten kaçınma, arkadaşlarıyla arasına mesafe koyma, aşırı kıskançlık, paranoid sorgulamalar vb). Dürtüsel davranırlar ve dürtüsel kararlar alıp hemen harekete geçerler. Onlar için hayat siyah ve beyazdır. İnsanlar iyi veya kötüdür. En ufak bir hata yücelttiği kişileri değersizleştirmesine sebep olabilir. Duygulanımda ani, hızlı değişimleri gözlemlemek kolaydır. Çabuk öfkelenirler ve öfkelerini kontrol etme/düzenleme konusunda iyi değillerdir. Korkutmak, değerini anlamak gibi sebeplerle manipülatif intihar girişimleri vardır. Karşısındakinin duygularını, hareketlerini, düşüncelerini bir empat gibi okuduğunu düşünür ve bunlara karşı son derece hassas davranır. İleri derece bozukluklarda kişiler nevroz ve psikoz arasında geçirdikleri çizgide psikoza doğru kayıp sanrısal ve dissosiyatif belirtiler gösterebilirler.
Borderline kişilik bozukluğu ile ilgili araştırmalar yapıyorsanız ve benim yazıma denk geldiyseniz öncelikli olarak bu yazıda DSM-V kriterlerini tek tek yazarak bir ders kitabı bölümü gibi bahsetmeyeceğimi bilmenizi isterim. Daha ziyade, borderline kişilik bozukluğuna sahip bir kişinin dünyasına bakıp onun dilinden durumu özetlemeye çalışacağız.
“İçimde sanki bir türlü dolduramadığım bir boşluk var. Çoğu zaman sebebini anlatamıyorum zaten kendimde anlamıyorum. Sanki her anımı bir işle doldurmam gerekiyor. En ufak bir anımı kendimle geçiremiyorum, kendi kendimle kaldığımda içim şişiyor ve patlayacak gibi hissediyorum. Bende evdeysem sürekli film izliyorum, sosyal medyada takılıyorum, sigaraya alkole vuruyorum kendimi falan. Sürekli yeni işler buluyorum, daha birini tamamlamadan bir başkasına geçiyorum. Her şeyi bir anda yapmak istiyorum. Programımda biraz boşluk kalsa rahatsızlık hissediyorum, kendimle baş başa kalacak olmam korkutuyor beni. Kendime güveniyorum aslında ama insanlara güvenme konusunda o kadar da iyi olduğum söylenemez. Eşimin, çocuklarımın, arkadaşlarımın beni sevdiğine ve hep yanımda kalacaklarına inanmıyorum. İçimde büyüttüğüm o değersizlik, yetersizlik hisleri sürekli bana “Bir gün seni bırakıp gidecekler” diyor. Bazen bende tam buna uygun davranıyorum. Terk edilme korkumu gizlemek için onlara kendilerini kötü hissettiriyorum, böylece onlara çok değer verdiğimi anlayamazlar sanki hiç bağlanmıyormuş gitselerde üzülmezmişim gibi davranıyorum. Ani kararlar alıyorum, düşünmeden ve sonrasında pişmanlıklar yaşıyorum. Benim için ilişkiler çok yüzeysel, derinleşmede zorluklar yaşıyorum. Tanıştığım bazı kişiler en başta bana mükemmelmiş gibi görünüyor, hayran oluyorum ve yücelttiğimi hissettiriyorum. O sebeple insanlar benimle tanıştıklarında kendilerini çok iyi hissediyor. Ancak ya muhabbetin bir aşamasında ya da ilerleyen görüşmelerde yaptıkları ufak bir hareket, söyledikleri bir kaç kelime beni onlardan bir anda soğutuyor ve uzaklaşmaya başlıyorum. Bir anda çok umutlu neşeli iken bir anda depresif bir hal alabiliyorum, arkadaşlarım dengesiz olduğumu düşünüyor. Bir gün bir konu hakkında bir şey düşünüp o düşünceye aşırı sarılıyorum bir sonraki gün düşüncemden vazgeçip başka bir şeyi sahiplenebiliyorum. Gelecek planlarım, ne istediğim, nelerden hoşlandığım konusunda kendimden emin değilim. Baş edemediğim şeyler yaşadığımda ve kendimi depresif hissettiğimde kendime zarar verdiğim zamanlar oluyor ama bunu çoğu zaman kendimi öldürmek için değil, bana değer vermediğini düşündüğüm insanları korkutmak için yapıyorum. Herkese çok öfkeliyim ve öfkemi susturamıyorum. Terk edilmekten ve dışlanmaktan yoruldum.”
Görüldüğü gibi bu paterne sahip kişilerde yoğun bir boşluk hissi vardır. Bu his onlara rahatsızlık verir ve hissi gidermek için dürtüsel davranışlar(aşırı para harcama, uygunsuz cinsel davranışlar, madde kötüye kullanımı, hızlı araba kullanma, kumar oynama vb.) sergilemeye başlayabilirler. Terk edilmeye karşı aşırı hassasiyet gösterirler ki çoğu zaman rüyalarında terk edildiklerine dair işaret yakalarlar. Terk edileceklerine o kadar inanırlar ki farkında olmadan bunun gerçekleşmesini sağlayacak adımlarda bulunurlar (eşinin/sevgilisinin telefonunu kurcalama, partnerle cinsellikten kaçınma, arkadaşlarıyla arasına mesafe koyma, aşırı kıskançlık, paranoid sorgulamalar vb). Dürtüsel davranırlar ve dürtüsel kararlar alıp hemen harekete geçerler. Onlar için hayat siyah ve beyazdır. İnsanlar iyi veya kötüdür. En ufak bir hata yücelttiği kişileri değersizleştirmesine sebep olabilir. Duygulanımda ani, hızlı değişimleri gözlemlemek kolaydır. Çabuk öfkelenirler ve öfkelerini kontrol etme/düzenleme konusunda iyi değillerdir. Korkutmak, değerini anlamak gibi sebeplerle manipülatif intihar girişimleri vardır. Karşısındakinin duygularını, hareketlerini, düşüncelerini bir empat gibi okuduğunu düşünür ve bunlara karşı son derece hassas davranır. İleri derece bozukluklarda kişiler nevroz ve psikoz arasında geçirdikleri çizgide psikoza doğru kayıp sanrısal ve dissosiyatif belirtiler gösterebilirler.